26 Eylül 2011 Pazartesi

“Anne gibi maç izlemek”


Futbol literatürü için bir deyim önermek istiyorum öncelikle: Anne gibi maç izlemek… Her futbolsever hayatında mutlaka bir kere yaşamıştır bunu. Aslında futbola pek de meraklı olmayan anneler çocuklarıyla zaman geçirmek için örgüleriyle birlikte televizyon karşısına geçerler. Maçı heyecansız bir dizi gibi dinlerken spikerin sesindeki şiddete göre ekran ve örgü arasında dolaşır bakışlar. Evlatlarının tavırlarından maçın durumunu çıkarmaya çalışırlar.
Aslında gerçek izleyiciler onlardır. Bizler futbolu taktikler, oyuncular, sistemler üzerinden düşünürken onlar futbolu ya da sahada oynanan neyse, onu izlerler. Sahadakilerin insan, çocuk ve evlat olduklarını akıllarından çıkarmazlar. Biz faulleri gol getirecek orta ya da duran top olarak değerlendirirken, onlar sahada canı yanan çocuğun acısını hissederler. Bizler için Veli’nin düşürülmesi penaltı, annem içinse yerde yatan ve acı çeken bir çocuktu… Onun için üzüldü. Çünkü bütün gün futbol oynayan çocuklarının sırtına terini alsın diye tülbent koymuştu zamanında, çocuğu dizleri yara içinde eve geldiğinde tentürdiyodu basmış, çocuğun yanan yarasıyla birlikte canı bir kez daha yanmıştı. Veli yerde yatarken o kendi çocuğuydu. Ama Ali Turan’a da kızmadı. “Çarpıştı” onlar diye geçirmişti içinden. Yüzümdeki gülücükten Beşiktaş’ın gol attığını anladı ve sevindi. Yine de benim gibi değildi onun sevinci. O, sevincini benim gibi başka takımın acısı üzerine kurmuyordu.
Bundan dolayı “anne gibi maç izlemek” diye bir kavram yaratılmalı. Futbola biraz da buradan bakmalı. Onu çocukların oynadığı bir oyun olmaktan öteye götürmemeliyiz… Savaşlarda nasıl çocuklar ölüyor generaller yüceltiliyorsa, futbol da artık bu hale geldi. Savaş bir an önce bitse, futbol da yine çocukça bir oyun olsa… Keşke…
Annem maçın sonralarına doğru Egemen’in formasının terden sırılsıklam olduğunu görünce “alın teriyle para kazanmak böyle bir şey” dedi. Varını yoğunu sahaya koyan bu çocuğu annem yüceltirken ben “Ne kadar kazanıyor biliyor musun?” diye cevap vermiştim. Artık benim için de futbol; sadece futbol değilmiş demek ki…
Lüleburgaz’dan doktora gelmişti annem ve maçı beraber izledik. Cemre golü kaçırsa da yetişti maça. Anneyle maç izlemenin, naifliği bir yana bırakırsak, komik yanları da yok değildi. Mesela annemin yan hakemin ofsaydı göstermek için kaldırdığı bayrağı sorması Cemre’yle bizi göz göze getirdi. “Bu neden o bayrağı kaldırıyor şimdi?” diye sordu ve bir anda bambaşka bir dünyaya adım attık. Ofsaydı nasıl anlatabilirdik ki anneme, “oyunu durdurdu” dedim. “Hata mı yaptılar?” dedi ve o an ikimiz de rahatladık, evet hata yapmışlardı. Ofsaydı anlatma illetinden kurtulmuştum. Yıllardır bu ülkede kadınların ofsaydı anlamadığını söyledi erkekler. Lakin durum şöyleydi: Kadınlar ofsaydı zor ve anlaşılmaz bir şey olduğundan değil, erkekler doğru düzgün anlatamadığı için anlamıyorlardı. Oysa kural basitti, ama anlatması çok zordu. Anneme nasıl anlatabilirdim ki bu acayip kuralı… “Hata mı yaptılar” sorusu her şeyi kolaylaştırmıştı.
Sahanın içi annemin dediği gibi tam hataydı. Beşiktaş kendi becerisinden değil, Ali Turan’ın beceriksizliğinden maç kazanıyordu. Futbol değil top oynanıyordu İnönü’de… İki takımın da kötü oynadığı bir maç için söyleyecek ne var ki. Elbette bir hiç… O yüzden de sahaya bakmak yerine “topçu”larımıza bakalım… Mesela Mustafa Pektemek’in telaşını anlamak mümkün değil, topu ayağına aldığı gibi heyecanlanıyor ve kendine umut bağlayanları hayalkırıklığına uğratıyor. Veli, futbolun en temel meselelerine biraz kafa yormalı sanki. Hayatı boyunca daha büyük bir takımda oynayamayacak. Bu şansı değerlendirse ve büyük takımda oynamanın tadını çıkarsa bari… Necip, bu performansla o formayı giymemeli. Edu’ya ise ne söyler ki insan. Sene başında Bebe sevdasıyla gönderilen Bobo’yu bu kadar özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi.

Beşiktaş: 1 – Medical Park Antalyaspor: 0
25/09/2011 20.00
Stat:
Fiyapı İnönü
Hakemler: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Aleks Taşçıoğlu
Beşiktaş: Cenk, İbrahim (Dk. 80 Tanju), Sidnei, Egemen, İsmail, Necip, Ernst, Holosko, Veli (Dk. 68 Fernandes), Simao, Mustafa (Dk. 63 Edu)
Carlos Carvalhal
Medical Park Antalyaspor: Ömer, Ali Tandoğan, Ali Turan, Deniz, İbrahim, Musa (Dk. 74 Tita), Uğur, Kerem (Dk. 82 Kenan Özer),
Mehmet Eren (Dk. 67 Emrah), Minev, Necati
Mehmet Özdilek
Gol: Dk. 10 Simao (Penaltıdan) (Beşiktaş)
Kırmızı Kart: Deniz Barış (Maç bittikten sonra) (Antalyaspor)
Sarı Kartlar: Dk. 39 Necip Uysal, Dk. 46 Veli Kavlak, Dk. 79 İsmail Köybaşı (Beşiktaş)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder